Zakkumun Kökü ve Yabancılığımız

Öne çıkan

Bolo' bolo' sanatçı sohbetleri serimiz Mehmet Ali Boran'ın Zakkumun Kökü sergisi üzerinden devam ediyor. Söz Mehmet Ali Boran'da. Görmesek de gitmesek de orada bir coğrafya var ve aynı kaderin parçaları olduğumuzu anımsamakta fayda var. Mehmet Ali Boran'ın Zakkumun Kökü sergisi bu sefer anımsatmıyor. İfşa ediyor. Bu coğrafya ve insanı üzerinde hak iddia eden zihniyeti kimi zaman pasif agresif bir tutumlar kimi zaman net şekilde eserleri aracılığıyla ifşa ediyor. Bu ifşa Türkiye Çağdaş Sanat dünyasının seyrek olarak başvurduğu bir yol. Faili işaret etmek Türkiye gibi sorumlu sorumsuzluğu kendine şiar edinmiş coğrafyalar için oldukça önemli. Çünkü sadece süreçleri, sadece olguları konuşmak ne yazık ki sorunlarımızı çözmüyor.

İntihal Başarısız Bir Kendilemedir

Yazın gelişi sanatseverlerin galerilerin serin odalarında geçirdiği süreleri artıyor mu bilinmez, ama kimi sergilerin yazı sıcacık tuttuğu kesin.  Küratörlüğünü Nazlı Pektaş’ın yaptığı Çağrı Saray’ın, Erinç Seymen’in, Ferhat Özgür’ün, Mehtap Baydu’nun, Necla Rüzgâr’ın ve Özlem Günyol & Mustafa Kunt ikilisinin eserleriyle katıldığı İntihal Mi? Hal Mi? sergisi bu sergilerin başında geliyor.  22 Haziran – 29 Temmuz 2018 arasında Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunulan sergide sanatçıların birbirlerinin işlerine referans veren, hatta benzer anlatım tekniklerini kullanarak meseleyi ‘güncellediği’ işleriyle karşılaşıyoruz.

Sınırları Aşındırmak : Sanata Dair Düşünme Pratikleri

Belge Yayınları’nın Hikmet Akyüz yayın yönetmenliğinde hazırladığı CONATUS dizisi giderek zenginleşen içeriğiyle dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Meraklı okuru için Conatus dizisi birbirinden uzak olarak algılanagelen sanat ve siyaset bilimi alanlarını birlikte ele alan eserleriyle sanat eseri, sanatçı ve sanatseveri içinde bulundukları zamanın, geçmişin ve geleceğin tartışmalarıyla buluşturuyor. Nusret Polat’ın Modernizm ve Çağdaş Sanat Üzerine dizi kapsamında çıkan son kitaplar olarak okuyucularını bekliyor.

Karmaşıklık İstisna Değildir

Fizik  bilimi ve sanat arasındaki ilişkinin tarihsel boyutlarına girme gib bir niyetim yok. Resim sanatının başlangıcından bu yana farklı ‘teorilerle’ eşlenebilecek şekilde fiziğin, sanat ile sohbeti bulunmaktadır. Ancak bu yazıda kapsamındaki mesele, sanatçıların ‘galerinin dışında var olan yaşamı’ eserlerine yansıtırken, sanatseverlerin de yapıtlarla iletişim kurarken kullandıkları bilimsel bilginin  dolayımlarına dönük farkındalıklarıdır. Bu kapsamda yakın zamanda sanatseverlerin görme şansı bulduğu iki sergiyi odağa alacağım. Birinci, Merkur Gallery’de 25.12.217 -19.02.2018 tarihlerinde gerçekleştirilen Karmaşık Düzlem[1] karma sergisi,  ikincisi de Pi Artwork İstabul’da 10.2.2018-28.3.2018 tarihlerinde sanatseverlere sunulan Osman Dinç’in Balmumu Arıların Alın Teridir [2] adlı solo sergisidir.

Delilerin Renkli Rüyaları

artSümer 9 Şubat – 24 Mart 2018 tarihleri arasında Türkiye’de ilk kişisel sergisini gerçekleştiren Cezayir asıllı Fransız sanatçı Fayçal Baghriche’ye ev sahipliği yapıyor. Jüpiter’de Kırmızı Bir Leke sergisi sanatçının video, hazır nesne ve fotoğraf çalışmalarından oluşuyor. Sergiye adını veren Jüpiter’de kırmızı bir leke kozmolojinin modern biliminsanlarından olan Galileo ve Kepler’in anagram yazışmalarına göndermede bulunuyor. Baghriche, sergisinin gerçekliğini anlayabilmek için katılımcılardan anagramın sözcük özelinde sahip olduğu yöntemi kullanmalarını öneriyor. Anagram Baghriche’de gerçekliğin simüle edilerek toplumsal bellekten koparılmasını değil, ‘örtülmüş gerçeklikten’ farklı anlamların çıkarabilme olanağını sunuyor.